1-2. Yizreel'de Samiriye Kralı Ahav'ın sarayının yanında Yizreelli
Navot'un bir bağı vardı. Bir gün Ahav, Navot'a şunu önerdi: "Bağını bana
ver. Sarayıma yakın olduğu için orayı sebze bahçesi olarak kullanmak istiyorum.
Karşılığında ben de sana daha iyi bir bağ vereyim, ya da istersen değerini
gümüş olarak ödeyeyim."
3. Ama Navot, "Atalarımın bana bıraktığı mirası sana
vermekten RAB beni esirgesin" diye karşılık verdi.
4. "Atalarımın bana bıraktığı mirası sana vermem"
diyen Yizreelli Navot'un bu sözlerine sıkılıp öfkelenen Ahav sarayına döndü.
Asık bir yüzle yatağına uzanıp hiçbir şey yemedi.
5. Karısı İzevel yanına gelip, "Neden bu kadar
sıkılıyorsun? Neden yemek yemiyorsun?" diye sordu.
6. Ahav karısına şöyle karşılık verdi: "Yizreelli Navot'a,
'Sen bağını gümüş karşılığında bana sat, istersen ben de onun yerine sana başka
bir bağ vereyim' dedim. Ama o, 'Hayır, bağımı sana vermem' dedi."
7. İzevel, "Sen İsrail'e böyle mi krallık
yapıyorsun?" dedi, "Kalk, yemeğini ye, keyfini bozma. Yizreelli
Navot'un bağını sana ben vereceğim."
8. İzevel Ahav'ın mühürünü kullanarak onun adına mektuplar
yazdı, Navot'un yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soylularına gönderdi.
9. Mektuplarda şunları yazdı: "Oruç ilan edip Navot'u
halkın önüne oturtun.
10. Karşısına
da, 'Navot Tanrı'ya ve krala sövdü' diyen iki yalancı tanık koyun. Sonra onu
dışarı çıkarıp taşlayarak öldürün."
11. Navot'un
yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soyluları İzevel'in gönderdiği mektuplarda
yazdıklarını uyguladılar.
12. Oruç
ilan edip Navot'u halkın önüne oturttular.
13. Sonra
iki kötü adam gelip Navot'un karşısına oturdu ve halkın önünde: "Navot,
Tanrı'ya ve krala sövdü" diyerek yalan yere tanıklık etti. Bunun üzerine
onu kentin dışına çıkardılar ve taşlayarak öldürdüler.
14. Sonra
İzevel'e, "Navot taşlanarak öldürüldü" diye haber gönderdiler.
15. İzevel,
Navot'un taşlanıp öldürüldüğünü duyar duymaz, Ahav'a, "Kalk, Yizreelli
Navot'un sana gümüş karşılığında satmak istemediği bağını sahiplen" dedi,
"Çünkü o artık yaşamıyor, öldü."
16. Ahav,
Yizreelli Navot'un öldüğünü duyunca, onun bağını almaya gitti.
17. O zaman
RAB, Tişbeli İlyas'a şöyle dedi:
18. "Kalk,
Samiriyeli İsrail Kralı Ahav'ı karşılamaya git. Şu anda Navot'un bağındadır.
Orayı almaya gitti.
19. Ona de
ki, RAB şöyle diyor: 'Hem adamı öldürdün, hem de bağını aldın, değil mi?
Navot'un kanını köpekler nerede yaladıysa, senin kanını da orada
yalayacak.'"
20. Ahav,
İlyas'a, "Ey düşmanım, beni buldun, değil mi?" dedi. İlyas şöyle
karşılık verdi: "Evet, buldum. Çünkü sen RAB'bin gözünde kötü olanı
yaparak kendini sattın.
21. RAB
diyor ki: 'Seni sıkıntılara sokacak ve yok edeceğim. İsrail'de senin soyundan
gelen genç yaşlı bütün erkeklerin kökünü kurutacağım.
22. Beni
öfkelendirip İsrail'i günaha sürüklediğin için senin ailen de Nevat oğlu
Yarovam'ın ve Ahiya oğlu Baaşa'nın ailelerinin akıbetine uğrayacak.'
23. "RAB
İzevel için de, 'İzevel'i Yizreel Kenti'nin surları dibinde köpekler yiyecek'
diyor.
24. 'Ahav'ın
ailesinden kentte ölenleri köpekler, kırda ölenleri yırtıcı kuşlar
yiyecek.'"
25. (Ahav
kadar, RAB'bin gözünde kötü olanı yaparak kendini satan hiç kimse olmadı.
Karısı İzevel onu her konuda kışkırtıyordu.
26. Ahav
RAB'bin İsrail halkının önünden kovduğu Amorlular'ın her yaptığına uyarak
putların ardınca yürüdü ve iğrenç işler yaptı.)
27. Ahav bu
sözleri dinledikten sonra, üstünü başını yırttı, çula sarınıp oruç tutmaya
başladı. Çul içinde yatıp kalkarak, alçakgönüllü bir yol tuttu.
28. RAB,
Tişbeli İlyas'a şöyle dedi:
29. "Ahav'ın
önümde ne denli alçakgönüllü davrandığını gördün mü? Bu alçakgönüllülüğünden
ötürü yaşamı boyunca ben de onu sıkıntıya sokmayacağım. Ama oğlunun zamanında
ailesine sıkıntı vereceğim."